Pages

8 Temmuz 2010 Perşembe

and i will show my face.


Neden yazamadığımı bugün fark ettim, evet.
İnsanların bir şeyleri yazabilmesi için bir şeyleri yaşaması gerekiyor. Yaşadığım ne var şimdi?
Mutlu muyum? Gülüşlerim sahte.
Yorgunum ve hiçbir şey yok elimde.

Birileri devamlı gülerken kahkahalarımı gizleyemesem de; gerçek değil benimkiler. Uçtu kahkahalarım aylar önce.
Bugün mutlu değilim ve kıskanıyorum gerçekten gülenleri.
Ama soruyorum kendime, gerçek gülüşleri olan kalmış mıdır ki?

En çok kimi özledim, bilmiyorum.
Silip attım, geri dönemedim.
Kendi kurallarıma kendim yeniliyorum, duvarlarım kalınlaştı.
Ne yıkacak gücüm var ne de yok sayacak.

Eğer bana inanırsan tanımıyorsun demektir,
Ya da çok iyi tanımışsın; kalbimi görmüşsün.
Hangisine inanıyorsun, gerçekte kimim?
Sana gülen yüzüm mü yoksa ağlar mı kalbim?

Oku ve unut, silinsin aklından bu hikâye;
Ve inanmaya devam et bana, sahte maskelerime.

7 Temmuz 2010 Çarşamba

"Nasıl vurdun kafanı küt diye mi?"

"Hayır."

"Küüt diye mi?"

"Hayır, dan!"

4 Temmuz 2010 Pazar

i lost my heart, i burried it to deep.

Yürüyorum yanında ama gerçekten tanısam,
Seni sevebilecek kadar anlasam.

Ürkmeden dokunsam, elleri soğuk ama;
Ay ışığı teninde parlıyor o mu üşüttü acaba?

Rüzgârı dinlerken sorguladım, istedim ki anlamak.
Sadece sevebilecek kadar yaklaşmak,
Bir yalan söylese de inansam korkmadan, düşünmesem yalan mı söylüyor diye.

Resmine bakmasam peri dediğim alır nereye götürür ilhamımı?
Kolay değil, soluyacak nefesim kalmazdı.

Ben olmasam nerede yaşardı,
Kime bana söylediklerini fısıldardı?
Bensiz kalsa ağlar mıydı?
Unutur gider miydi ya da anılarını.

Ama benimdi, benim kalmalı
Dudakları yalan söylerken, gözleri verse kendini;
Sadece sevebilecek kadar tanısam onları.