Kendimi kitaplara verdim.
Biri bitiyor, hemen diğerini alıyorum elime. Üstelik upuzuun bir liste daha var elimde, alınması gerekenlerin. Bir de taktım-mı-tam-takarım felsefem yine devrede. With me dinleyip duruyorum falan. İnsan sıkılmaz mı? Yok, ben sıkılmıyorum. Adam -adam dediğim Deryck Whibley oluyor- başlıyor ya bağırmaya bir de i want you to know diye, deliriyorum orda. Bakışlarınızın tuhaflaştığını hissedebiliyorum. Ama umurumda bile değil.
Chuck Bass aşkım kabardı şu aralar. Bana onu getirin istediğinizi götürün falan diyeceğim nerdeyse. Ya da ne istediğinize bağlı tabi ki. Saçmalamaya başladığımı hissediyorum.
Hayatım tepe taklak oldu. Aslında planlarım vardı ya, onu bitirecektim hani. Bunu yapmama hiç gerek kalmadı. Kendi yaptı, başardı bunu. Temiz ve net bir iş oldu. Biraz can yaktı, ama onunki daha çok yanacak. Yaptıklarını ödeyecek kaltak.
Test çözmem gerekiyor. Ciddi ciddi ders çalışıyorum ben! İnanılmaz olduğu doğru olabilir, geçen gün yemek yapmam da inanılmazdı. Şu aralar inanılmazlarla uğraşıyorum.
Neyse, sıkıldım birden.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder