Pages

1 Mayıs 2010 Cumartesi

Like a virgin, you're Madonna.

"Birini sevmek için nedenlerin yoksa onu gerçekten seviyorsun demektir."
.
Doğru mudur bu söz? Kendimi ele alarak düşünsem iyi olur.
Kimi gerçekten sevmiş olabilirim? Çıkarlarım olmadan tabiî ki. Dürüst olayım mı biraz? Aslında en başında her zaman bir çıkarım olmuştur. Bir şeyleri hoşuma gitmiştir ve konuşmaya başlamışımdır. Ya da bir beklentim vardır. Herkesin böyle değil midir aslında? Yoksa sadece ondan gerçekten hoşlanarak mı konuşursunuz? Hoşlanmaktan kastım burda bir kızla bir erkek arasında geçen hoşlanma değil.
Zamanla o insanı gerçekten sevebilirim belki. En başta olan, onunla konuşmamı sağlayan o özelliğini unuturum bile. Öyle olmazsa da bırakır giderim zaten. Kolay sıkılan biriyim. Çabuk sevmem ama çabuk unuturum.
Bir de fark ettim ki aslında hep yalnızız. Belki yanında birileri var, ama onlara anlatamadığın şeyler yok mu? Benim var. Her zaman oluyor. Çünkü biliyorum ki anlatırsam bağlanırım tamamen.
Ağlarken neden ağladığımı sorarlar bazen, anlatamam. Sorar anlat diye, nedenini bilmiyorum derim. Ama bilirim aslında, sebepsiz ağlamam ben.
Dünyayı dolaşmak istiyorum bir de. Ama beklemek gerek, yine. Beklemekten nefret ediyorum, her şey için beklemeliyim.
Neyse bekleyelim bakalım, bir bakire gibi.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder