Oturup şöyle biraz yazayım dedim. Sizin de bildiğiniz gibi uzun zamandır bu blogta sanatsal yazılar yok. Edebi yani. Hep geyik hep geyik. Dön dolaş aynı şeyleri yazıyorum, siz de sıkıldınız, farkındayım. Ama maalesef bugün de o sanatsal yazılara kavuşamayacaksınız. Yine geyiğimle idare edin, şimdilik.
Bugün nasıl bir gündü?
Ha-ri-ka!
İnsanların canını yakmayı sevdiğim için, harikaydı. Selen ağladı. "Özge! Ben Olgu'ya aşık oldum. Özür dilerim, ama seni kaybetmek istemiyorum. Ben kaltak değilim!"
Son derste uyudum, eve gelirken de yolda uyudum. Yine uyumak istiyorum çünkü dün 5 saat uyumuşum sadece.
Fransızca'dan 70 almam tam bir yıkımdı. Nasıl alabilirim ki o notu? Kağıdımı görmeliyim, kesin eksik topladılar.
Koro çalışması vardı. Her şarkıyı en az 3 kez üst üste söylemek beynimi yumuşattı. Bir de herkes etrafımıza toplanıp yeni dedikoduyu duymak istiyordu. Olayı en az 5 kez anlatmışımdır bugün sanırım.
Çok fazla güldüm bugün bir de. Hem korodayken, hem de geometri dersinde. Kadının çıldırması beni çok güldürüyor. Zavallı şey.
Lütfen, artık düzgün bir şeyler yazmak istiyorum. Ve yazacağım da. İstediğim her şeyi her zaman yapmışımdır.
Şu aralar en sevdiğim iki kelimeyle bitiriyorum bu yazıyı:
mother chucker.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder